İstatistiklere bakıldığında yerli yatırımcıların hisse senedini elde tutma süresi birkaç ay ile ölçülüyor. Aslında bu rakam geçmiş yıllara bakıldığında oldukça iyileşmiş. Bundan 15 yıl önce yerli yatırımcıların hisse senedini elde tutma süresi günlerle ölçülüyordu.
Zaman geçtikçe finansal okuryazarlığın arttığını görmekteyiz. Elbette bunda teknolojinin gelişmesi, bilgiye ulaşabilme imkanlarının artması ve yeni neslin kısa vadeli bir bakış açısı ile bakmaması da etkili olmakta. En azından benim düşüncem bu.
Borsa’da yerli yatırımcılardan en çok duyduğum cümle Borsa’nın kumar yeri olduğu yönünde. Bunu duyduğuma üzülüyorum, çünkü bu doğru değil. Borsa uzun vadede yatırımcısına çok ciddi seviyelerde kazanç sağlayan kaliteli bir yatırım yeridir. Kısa vadede al-sat işlemleri ile zarar eden pek çok yatırımcı var. Bunları incelediğinizde bilinçli olmayan pek çok yatırımcı olduğuna rastlıyoruz.
Borsa’ya yeni girmiş, eşinden dostundan hisse duymuş, ya da internet kulislerinde hisse ismi almış, hisse alırken grafiğine bile bakmadan, son bir haftada yüzde kaç yükseldiğine bile bakmayan, hissesini aldığı şirketin ne iş yaptığını, karda mı yoksa zararda mı, borçlu olup olmadığını bile bilmeyen, hatta şirket hakkında son bir ayda nasıl haber akışları geldiğine bile bakmayan kişiler bu grubu oluşturuyor. Ardından maalesef Borsa’nın kumar yeri olduğuna yönelik algı oluşuyor. Oysa Borsa’nın bir suçu yok. Borsa tüm fırsatları ve riskleri ile önümüzde duruyor. Bize düşen en önemli görev seçici olmak, uzun vadeli düşünmek ve araştırma yapmak…
Peki, uzun vadede Borsa seçici olan yatırımcılara nasıl getiriler sunmuş. Sizlere birkaç istatistik vereyim. Son 10 yılda (31.12.2009 – 31.12.2019) kümülatif TÜFE enflasyonu yüzde 173 oldu. Aynı dönemde mevduat getirisi yüzde 237 ve dolar kuru getirisi yüzde 299 seviyesinde gerçekleşti. Borsa endeksinin artışı ise yüzde 117 oldu. Evet, yanlış okumadınız. Dolardan da, Enflasyondan da, mevduattan da düşük bir artış sağlamış.
Şimdi iyi de yukarıda yazdıklarınızı çürütüyorsunuz diyeceksiniz. Hayır çürütmüyorum. Bu 100 hisseden oluşan bir endeks. Bunun içinde son 10 yılda yüksek getiri sağlayanda var, düşük getiri sağlayan da var. Ayıklanmamış. Biz ne diyoruz; seçicilik…
Gelin biraz daha seçici olalım çemberi daraltalım. Sanayi endeksi aynı dönemde yüzde 267 getiri sağlamış. Biraz daha seçici olalım kimya sektörü yüzde 320 getiri, metal ana sanayi endeksi yüzde 393, metal eşya sektörü yüzde 436, teknoloji sektörü ise yüzde 612 getiri sağlamış. Fotoğraf biraz değişti sanırım.
Bunlar yine sektörler ve siz Borsa’da sektör almıyorsunuz. Şirket hissesi alıyorsunuz. Hisse senedi seçerken seçici olduğunuzda ise bakın nasıl sonuçlar çıkmış. Aynı dönemde PETKİM yatırımcısına yüzde 601, TÜPRAŞ yüzde 785, Tofaş Fabrika yüzde 903, Alkim Kimya yüzde 824, Aselsan yüzde 1621, Logo Yazılım yüzde 3011, Çelebi Hava Servisi yüzde 923, Ereğli Demir Çelik yüzde 783, Ford Otosan yüzde 1367, Sasa Polyester yüzde 5443 getiri sağlamış. Bu liste daha uzatılabilir. Sadece birkaç örnek vermek istedim. Şu rakamlar bile resmin ne kadar değiştiğini ve getirilerin ne kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Üstelik bu getirilerde temettü gelirleri dahil edilmemiş.
Uzun vadeli yatırımda seçicilik çok önemlidir. Doğru şirket hissesinde beklediğiniz zaman hayal bile edilemeyecek getiriler elde edilebilir. Konut yatırımı, dolar yatırımı, mevduat, faiz gibi yatırımlar yanına bile yaklaşamaz. Ancak yanlış bir şirket hissesinde beklerseniz bu sefer yıllarınızı çöpe atmış olursunuz. Mesela aynı dönemde Ak Enerji yüzde 50 kayıp göstermiş, Sinpaş GYO sadece yüzde 4 getiri sağlamış, Altın Yağ yüzde 21 kayıp göstermiş, Sönmez Filament yüzde 47 düşmüş, Kütahya Porselen yüzde 183 getirmiş ve tıpkı yukarıdaki gibi bu listede uzar gider. Yine sadece birkaç örnek vermek istedim.
Peki ne yapmalıyız? Tabi ki seçici olmalıyız. Bu şirketler yılda dört kez bilanço açıklıyorlar. Ne yapıyorlar, üretimleri nasıl, karlılıkları nasıl takip etmeliyiz. Size analiz yapın demiyorum. Bu sizin işiniz değil. Sektörde pek çok analist raporu var. Açıp okumalıyız. Eğer şirkette yavaşlama ya da bozulma varsa daha fazla beklemeden hisseyi daha iyi ve daha güçlü başka bir hisse ile değiştirmeliyiz. Ben aldım 10 yıl bekleyeceğim demekle olmuyor maalesef. Bir ev bir araba alırken bile detaylı analiz yapıyoruz. Emek verip yıllar boyunca sağladığımız birikimi bir yatırıma sokarken daha fazla analiz yapmalıyız.
Nasıl seçici olmalıyız? Cevabı çok zor değil. Öncelikle lider ya da sektöründe en önemli ikinci oyuncu olan, her yıl satışlarını artıran, büyüyen, iyi yönetilen, her yıl temettü ödemeyi ilke haline getirmiş, temettü verimi yüksek (yüzde 6 ve üzeri mesela) şirketleri tercih edebiliriz mesela. Bunun dışında araştırma raporlarını okumalı, yatırım yaptığımız şirketin faaliyetlerinde sorun olup olmadığını takip etmeliyiz. Her gün yapılacak bir çalışmadan bahsetmiyorum. Yılda dört kez raporları okumak, şirket ile ilgili gelişmelere kulak kabartmak yeterli bence.
Kısa vadeli günlük al-sat peşinde koşarsanız bugünün adamı olursunuz. Uzun vadeli yatırım yaparsanız yarınların adamı olursunuz. Borsa uzun vadede kaliteli ve yüksek kazanç sağlayan çok güzel bir yatırım yeridir. Doğru yatırımlar yapıldığı taktirde geçmişte de böyle oldu, gelecekte de böyle olacak. Bunu unutmayın.
Author: Matthew Miller
Last Updated: 1702545122
Views: 1437
Rating: 4.2 / 5 (103 voted)
Reviews: 97% of readers found this page helpful
Name: Matthew Miller
Birthday: 1975-11-14
Address: PSC 8572, Box 5275, APO AE 75687
Phone: +3922511316481184
Job: Drone Pilot
Hobby: Poker, Soccer, Swimming, Card Games, Fishing, Coffee Roasting, Motorcycling
Introduction: My name is Matthew Miller, I am a welcoming, strong-willed, dear, clever, vibrant, unwavering, tenacious person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.